28 Mayıs 2011 Cumartesi

YEŞİM CEREN BOZOĞLU DEV PROJEYİ ANLATTI



Star Tv Süper Starlife ekibi tarafından görüntülenen Yeşim Ceren Bozoğlu’ndan iddialı açıklama. Bakın yeni projesiyle ilgili ne dedi?
En son Geniş Aile’de Sevim’i canlandıran Yeşim Ceren Bozoğlu başarılı performansıyla beğeni toplamıştı. Sevilen oyuncunun Geniş Aile dizisinden ayrılması da ses getirmiş her yerde haber olmuştu. Bozoğlu bunun üzerine, “Yeni projelerim var; bunedenle diziden ayrıldım”demişti.
Sevilen oyuncunun yeni projesi ortaya çıktı. Türk ve Belçikalı yapımcıları bir araya getiren dev projede oynayacak olan Bozoğlu bakın yeni projesiyle ilgili ne dedi?
Bozoğlu,”Uluslararası bir iş; çok kıymetli. Avrupa sinemasından oyuncular var. Türkiye’den ben varım. Gülseven var. Belçika’da çekimler olacak. Yapımcılarından birinin Tayfun Topal olduğu bir iş.”dedi. Ayrıca sempatik oyuncu filmde çok iyi bir kadronun olduğunu, Türkiye’de ve Avrupa’da aynı anda vizyona gireceğini söyledi.
ÇEKİMLER 25 MAYIS’TA BAŞLAYACAK
Avrupa’da gişe rekorları kıran “A bout portant” filminin Belçika’lı yapımcısı Sylvain Goldberg (Nexus Factory) ve Türkiye’de son yapımı Kolpaçino Bomba filmi ile iyi bir gişe başarısı yakalayan yapımcı Tayfun Topal yepyeni bir projeye imza atıyorlar. 2012 yılında vizyona girecek olan “Gizli Yüzler” Türkiye ile eş zamanlı olarak tüm Dünya’da da aynı anda gösterimde…
Yönetmen ve senaristliğini de Belçika doğumlu bir Türk yönetmen olan Sümeya Kökten’in üstlendiği “Gizli Yüzler” adlı filmde Meriç Benlioğlu, Gülseven Yılmaz, François Vincentelli, Yeşim Ceren Bozoğlu ve Oğuz Galeli rol alıyorlar. Belçika – Fransa – Türkiye ortak yapımı olan filmin görüntü yönetmenliğini Amerika’dan getirtilen Tiago Mesquita yapacak.
Filmin deneme çekimleri 20-25 Mayıs’ta Brüksel’de gerçekleştirilecek. Çekimler ise 1 Haziran’da başlayacak. Keyifli hazırlıklar içinde olan ekibin hedefi ise filmi Türkiye, Avrupa kısacası tüm Dünya’da ki sinema salonlarında Şubat 2012’de vizyona yetiştirmek. (Setarkasi.com)

Habertürk Skala, 'Misafir' filmi

Habertürk Skala, 'Misafir' filminin başrol oyuncuları Halit Ergenç, Lale Mansur ve Yeşim Ceren Bozoğlu'nu ağırladı.

http://video.haberturk.com/eglence/video/skala-18-mayis-1/50908

Ceren'in misafir telaşı

Sevim globalleşiyor !

GENİŞ Aile dizisinde canlandırdığı Sevim rolüyle büyük bir beğeni toplayan Yeşim Ceren Bozoğlu, uluslararası bir film projesinde yer alacağını açıkladı . Türk ve Belçika ortak yapımı bir filmde yabancı oyuncularla da birlikte rol alacağını belirten güzel oyuncu, filmin 2012 ' de Türkiye ' de ve Avrupa ' da aynı anda vizyona gireceğini söyledi .

Tüm dünyada aynı anda vizyona girecek

Yapımcı Tayfun Topal başrollerinde Yeşim Ceren Bozoğlu , Meriç Benli ve François Vincentelli gibi isimlerin yer aldığı yeni filmi ile dünyaya açılıyor . ' Gizli Yüzler Türkiye ile aynı anda tüm dünyada vizyona girecek AVRUPA ' DA gişe rekorları kıran " Aboutportant " filminin Belçikalı yapımcısı Sylvain Goldberg ( Nexus Factory ) ve Türkiye ' de son yapımı " Kolpaçino Bomba " filmi ile iyi bir gişe başarısı yakalayan yapımcı Tayfun Topal ortak bir projeye imza atmaya hazırlanıyorlar . 2012 yılında vizyona girecek olan " Gizli Yüzler " Türkiye ile eşzamanlı olarak tüm dünyada gösterime girecek . Yönetmenliğini ve senaristliğini Belçika doğumlu Türk yönetmen Sümeya Kökten ' in üstlendiği " Gizli Yüzler " de Meriç Benlioğlu , Gülseven Yılmaz , François Vincentelli , Yeşim Ceren Bozoğlu ve Oğuz Galeli rol alacak . Belçika , Fransa ve Türkiye ortak yapımı olan filmin görüntü yönetmenliğini ise Amerika ' dan film için özel olarak gelecek olan Tiago Mesquita yapacak . Filmin deneme çekimleri Brüksel ' de gerçekleştirilecek . Çekimler ise 1 Haziran ' da başlayacak . Filmin ekibi şimdi bu özel projeyi tüm dünyada Şubat 2012 ' de vizyona yetiştirmek için çalışmalarına hızla devam ediyor .
Gizli Yüzlerin Hikâyesi
ÇOCUKLUĞUNDAN beri yoksulluk içinde büyüyen Pınar { Meriç Benlioğlu } , 20 yaşına gelince bu hayattan kurtuluş yolu olarak 55 yaşındaki patronu Mehmet Çan ' la evlenmeyi görür . Pınar bu evliliği ile birlikte kariyerinde de hızlıca ilerler . 5 yıl boyunca mutlu bir evlilik geçirirler , ta ki Mehmet ' in sağlık sorunları başlayana kadar . Artık tüm sorumluluk Pınara kalmış ve sorumluluklar ona ağır gelmeye başlamıştır . Kendini biraz olsun rahatlatmak için kalbi aynı şirkette çalışan bir personele kaymıştır . İşte bundan sonra Pınar ' ın nefes kesen gerilim , dram ve heyecan dolu hayat serüveni başlar.

TÜRK VE BELÇİKALI YAPIMCI FİLM İÇİN KOLLARI SIVADI

'A bout portant ' filminin Belçikalı yapımcısı Sylvain Goldberg ile ' Kolpaçino Bomba ' filminin yapımcısı Tayfun Topal yepyeni bir ortak projeye imza attı . Projenin ismi ' Gizli Yüzler ' . 2012 yılında vizyona girecek olan film, Türkiye ile eş zamanlı olarak tüm dünyada da gösterilecek .
ÇEKİM 1 HAZİRAN ' DA
Yönetmen ve senaristliğini de Belçika doğumlu Sümeya Kökten ' in üstlendiği ' Gizli Yüzler ' de ; Meriç Benlioğlu , François Vincentelli , Yeşim Ceren Bozoğlu ve Oğuz Galeli rol alacak . Belçika , Fransa ve Türkiye ortak yapımı olan , filmin görüntü yönetmenliğini Amerika ' dan getirtilen Tiago Mesquita yapacak ; çekimleri 1 Haziran ' da başlayacak . Film , zengin ve hasta kocasıyla yaşayan Pınar ' ın başka bir adama âşık olma hikayesini anlatıyor.

Lezbiyeni canlandırdı

HALİT Ergenç , Lale Mansur ve Yeşim Ceren Bozoğlu ' nun başrollerini oynadığı ' Misafir ' filmi önceki gün vizyona girdi . Filmde Kütahya ' da yaşayan Makbule isimli bir kadına hayat veren Bozoğlu , izleyiciyi şaşırttı . Lale Mansur ' un canlandırdığı Ayşe karakteriyle lezbiyen bir ilişki yaşayan Bozoğlu , " Öpüşmeden , sevişmeden yalnızca bakışlarla iki kadın arasındaki yakınlaşmayı izleyiciye yansıtmak oldukça zordu ama aldığımız tebriklerden bunu başardığımızı anlıyorum " dedi . Aşk , yalnızlık ve insan olmakla ilgili sorulara yer veren filmin finalini iki kadın arasındaki sürpriz ilişki şekillendiriyor.

21 Mayıs 2011 Cumartesi

Türk sinemasında kadının adı var mı?

Bugün vizyona giren Misafir ise bir dönem öne çıkan kadın filmleri bayrağını yeniden dalgalandırıyor . Misafir filminde Halit Ergene , şimdiye kadar seyrettiğim en başarılı oyunculuğunu ortaya koyuyor . Parçalanmış bir ailenin çocuğu olan Okan ' ı canlandırıyor Ergene Ayşe ' yi canlandıran Lale Mansur , Ergene ile mükemmel bir uyum yakalamış . Misafir filmi ise yazımızın odağında yer alan yapım . Ozan Aksungur ' un yönettiği ilk uzun metraj sinema filmi olan Misafir , senaryosunda barındırdığı kadın karakterler ile çok önemli bir yapım . Türk sinemasında kadın Serdar Akbıyık İstanbul cinselliği ve bu anlamda özgürlüğü hep problemli oldu . 1980 sonrası dönemde sinemamızda birkaç isim üzerinden feminist bir yaklaşım oldu ama bu hareketlenme de o isimlerin yaşlanmasıyla yok olup gitti . Müjde Ar , Nur Sürer ve yönetmen Atıf Yılmaz bu isimlerin başında gelir . 1990larda ise Lale Mansur bayrağı devraldı . 2000 sonrası ise tam anlamıyla bir suskunluk söz konusu . özellikle dana çok film çekilen ve gişe olarak da ivme kazanan sinemamızın kadın oyunculuklar adına bu kadar geri adım atması hep eleştiri sebebi oldu . Erkek egemen bir sinemanın hükmü tartışılmayacak bir şekilde kendini gösterdi . Bu hem oyunculuklar hem de yönetmenler adına yaşandı . Yeşim Ustaoğlu , İlksen Başarır ve Pelin Esmer dışında kadın yönetmen görmediğimiz gibi çok önemli yönetmenlerimizin de filmleri doğal olarak hep erkek odaklıydı . Nuri Bilge Ceylan , Semih Kaplanoğlu , Zeki Demirkubuz muhteşem filmlere imza attılar ama bu filmlerin ana karakterleri hep erkekti . Ve kadınlar adma cesaretli adımlar attıklarını söylemek bence kendini kandırmak olur . Bu noktada Misafir filminde Lale Mansur ' un canlandırdığı Ayşe karakterinin cinselliğe bakış açısı ve yaşama şekli feminist bir bakış açısını yansıtmaktadır . Evet bunu gizliden gizliye yapmaktadır ama beraber olduğu erkeğe lezbiyen ilişkisini anlatması onun isyanıdır da aslında . Ayşe , Okan ' ı uzak diyarlarda yaşayan ve hayatın da bir misafir olarak kabul eden bir kadındır . Onun için bütün gizlerini rahatlıkla Okan ile paylaşır . Halbuki Okan tam bir kaybedendir ve ilk kez hayatında kendini birinin sevdiğini sanır . Burada Ayşe ve onun komşusu Makbule çok önemli karakterlerdir sinemamız için . Makbule ' yi canlandıran Yeşim Ceren Bozoğlu o kadar başarılı ve kabiliyetli bir oyuncu ki senaryodaki rol ona yetmemiş . Yönetmen onun rolünü kısmış . Bozoğlu çok daha fazlasını verebilirdi . Zaten füme göndereceğim en büyük eleştiri de bu . Makbule karakteri fazlaca karikatürize kalmış ve Bozoğlu ' ya biraz haksızlık yapılmış . Lale Mansur 53 yaşında inanılmaz bir cesaret gösteriyor . Kadın olmanın , cinselliğin sınırlarını ileriye götürüyor . Cifte standartlar sineması !

Misafir filmi özel gösterimi yapıldı

Canım Babam - Ahu Yağtu - Yeşim Ceren Bozoğlu

Misafir geliyor!

Uzun yıllar ülkesinden uzakta yaşamak zorunda kalan Oktay bir gün Türkiye ' ye geri döner . Mutluluğu aradığı yerden bir kez daha aynlırken bir akrabasının evine yolu düşer . Burada hayal bile edemeyeceği bir ilişkiye başlayacaktır .
PARİS ' TEN GELEN ADAM . . .
Oktay ( Halit Ergenç ) uzun yıllar yaşadığı Paris ' ten memleketine yani Kütahya ' ya döner . Tüm umutlarını yitirdiği bir anda geri dönme planları içindeyken yolu tesadüfen bir akrabasının evine düşer ve Paris ' e gidişi ertelenir . Akrabasının evinde yaşayan Ayşe ( Lale Mansur ) evliliğinde mutsuzdur . Onu hayata bağlayan iki şey vardır ; oğlu Ahmet ve karşı komşusu Makbule ( Yeşim Ceren Bozoğlu ) ile yaşadığı gizli ilişkidir . Oktay ' ın da gelişiyle hayatındaki değişimleri fark eden Ayşe , Paris ' ten gelen bu mutluluğa bel bağlayacaktır .
KENDİ HAYATINA MİSAFİR OLMAK . . .
Oktay ve Ayşe gizli saklı yaşadıkları bir ilişkinin ortasında kaldıklarında Oktay , onu Paris ' e davet eder . Ayşe ' nin karan Oktay ' ın kendi hayatındaki misafirliğine son verecek olmasını da belirleyecektir . Filmin senarist ve yönetmeni Ozan Aksungur ' un yaşanmış bir olayı anlattığı ' Misafir9 aşkın böyle bir şeklinin de olabileceğini izleyicisine gösteriyor

2011 dekorasyon trendleri

Yeşim Ceren Bozoğlu, evini yeniden dekore etmek, mobilyalarını yenilemek isteyenlere işin püf noktalarını anlattı, ipuçları verdi. 2011 dekorasyon trenlerini paylaştı...

Yeşim Ceren Bozoğlu, Evita müzikalinde yakalandı!

Evita Müzikali İstanbul'daydı

İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen Evita Müzikal'inin Galasından görüntüler ekrana geliyor.Demet Akbağ,Ebru Şallı,Nurseli İdiz,Yeşim Ceren Bozoğlu'nun açıklamaları ekrana geliyor...



Müzikal beğenilmedi

20 Mayıs 2011 Cuma

Dizileri parlatan karakterler

Gerek sinema filmlerinde , gerekse televizyon dizilerinde başroldekiler doğal olarak her zaman için ön plandadır . Ancak bazen yan karakterleri canlandıran oyuncuların içinden öyleleri çıkar ki , rolünü işleyiş tarzındaki başarısıyla , kendisi için yazılanın ötesinde bir konuma yükseliverir ! ' Geniş Aile ' den Yeşim Ceren Bozoğlu ' yla ' Muhteşem Yüzyıl ' dan Selim Bayraktar , hâlihazırda izlenen yapımların içinden , bu başarıya en iyi örnek teşkil edenlerden . . . iki yıla yakın bir süredir Domuşuk Sevo olarak ' Geniş Aile ' ye can katan Yeşim Ceren Bozoğlu , daha önce de belirttiğim gibi , dizinin göz dolduran kadın oyuncusuydu ! Özellikle , Zuhal Topalin gitmesiyle ağırlığını hissettiren Bozoğlu , eli coplu Sevo ' yu , zaman zaman Ulvrnin karşısına çıkan kimliğinden kurtarıp , dizide gülme dozunu artıran bir pozisyona soktu . Sert duruşunun yanı sıra duygusallığını da yansıtmayı bilen Sevo , her geçen gün biraz daha parladı . Yazık ki , diziyi çekici kılan bu başarı , fiziki görünüşündeki olumlu değişimiyle de dikkat çeken Bozoğlu için yeterince tatminkâr değildi ! Nitekim o da , ' Geniş Aile ' den ayrıldığını açıkladı . Domuşukluktan kurtulan oyuncu , şimdi ' Canım Babam ' da sevenlerini güldürmeye hazırlanmakta . . . Yıllar önce yeteneğinin farkına varan Mehmet Aslantuğ ' la , başrolü paylaşacak olan Bozoğlu ' nun yaratıcılığıma yeni dizisinde de parlayacağı kesin ! Kısa süreli sahnelerle görünüp sonrasında performansıyla takdir topladığı için , üzerinde daha çok durulan bir diğer oyuncuysa Selim Bayraktar . . . ' Köprü ' deki Erdal rolüyle kendini ispat yolunda ilk adımı atan Bayraktar , ' Bir Bulut Olsam ' daki Mahmut Paşa karakteriyle yeteneğini iyice göstermişti . ' Muhteşem YüzyıPın Sümbül Ağası , kendisi için tasvir edileni izleyiciye öylesine güzel yansıttı ki , dizinin üçüncü erkek karakteri halini alıverdi ! Bakışları ve konuşmasıyla rolünün gereklerini layıkıyla yerine getiren Bayraktar , hani neredeyse Süleyman ' ı gölgede bırakmakta . . . Kim bilir , belki kısa süre sonra onu da Bozoğlu gibi başrolde görebiliriz. Güler Anıbal

Bilinmeyen yönleriyle Yeşim Ceren Bozoğlu


Ünlü oyuncu Yeşim Ceren Bozoğlu, yazarımız Şadan Kaba’nın sorularına çok özel yanıtlar verdi.

Kendi ifadesiyle icazet alarak Geniş Aile dizisinden ayrılan Yeşim Ceren Bozoğlu, Mehmet Aslantuğ ve Özge Özberk?le başrolü paylaşacağı Canım Babam dizisiyle sevenlerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. 13 yıl önce ?figüran?olarak gittiği Sıcak Saatler dizisinin setinde Mehmet Aslantuğ'un Bozoğlu'na katkısı büyük olmuş. Yakın gelecekte iki oyuncunun aynı seti paylaşacak olmasının bu yönüyle ilginç olacağı kesin.

Şimdiye kadar TV dizilerinde canlandırdığı "Nilgün","Gestapo" ve "Sevim" karakterleriyle izleyicinin beğenisini kazanan başarılı oyuncu Yeşim Ceren Bozoğlu ile röportajımızın odağında yine TV ve de özellikle diziler vardı.

-Geniş Aile, TV?de sizin ilk komedi projeniz. Teklif gelmeden önce komediye hazır mıydınız? Yoksa evet demeden evvel çok düşündünüz mü?

Y.C.BOZOĞLU: Sinemada komedi oynadım. Tiyatroda da zaman zaman komedi oynadım. Ama Geniş Aile, TV?de ilk komedi dizimdir. Aslında Geniş Aile?ye konuk oyuncu olarak girdim. Yani, kesinleşmiş bir durum yoktu. Ancak ?aşkitom? ve ?geri zekalı? lafları bölüm yayınlanınca sokakta iyi tepkiler aldı. Böylece, Geniş Aile süreci benim için başlamış oldu.

- Bir röportajınızda Geniş Aile?deki ?Sevim? karakterinin seyirci ile iyi iletişim kurmak için iyi bir başlangıç olduğunu söylemişsiniz. Seyirci ile sıcak bir ilişki kurabilmek için oynadığınız karakterin ?iyi? olması önemli mi?

Y.C.BOZOĞLU: Oynanan rolün iyi veya kötü oluşunun seyirci ile iyi iletişim kurmada bir avantaj olup olmadığını doğrusu bilemiyorum. Ama bence asıl avantaj olan, rolü gerçek duygusuyla oynuyorsanız ve seyirciler, sizi günlük hayatlarındaki kadar gerçek algılıyorsa o zaman sokaktan o sıcak ilgiyi görebiliyorsunuz. Yeditepe İstanbul?daki ?Nilgün? karakterini oynarken, dışarıda annelerin ? Ah zavallı kızım; bir türlü evlenemedin şu berberle!? şeklinde tepkileriyle karşılaşıyordum. Doktorlar?da oynadığım ?Gestapo Fikret? e ameliyat olmaya gelen hastalar oldu. İşte bunların hepsinin sahicilikle alakasının olduğunu düşünüyorum. Önemli olan rolün içinde gerçek olmak.

-Peki, seyircinin sanki dizilerde ortada senaryo, rol, kamera v.s yokmuş gibi sokakta oyunculara duygusal tepkiler vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Y.C.BOZOĞLU: Bence bu türden tepkiler işin başarısıyla ilgili. Bu durum, insanların o karaktere, hikayeye inandıklarını gösteriyor. Asıl bunun tersi çok kötü olurdu bir oyuncu için. Dışarıdan hiçbir tepkinin gelmemesi demek insanların sizin oynadığınız role inanmaması demek olur. Bu da ciddi bir başarısızlık demektir. Bugüne kadar yaptığım işlerde sokaktan iyi tepkiler aldım. Bundan dolayı da çok mutluyum. Mesela, ?Kirpi? filminde hafif kekeme konuşan bir kadını oynamıştım. O filmi izleyen seyircilerin arasında benim gerçekten kekeme olduğuma inananlar olmuş. Dolayısıyla sokaktan tepki gelmediği zaman korkmak lazım.

-Bu arada Geniş Aile?den ayrıldınız. Neden ayrıldınız Geniş Aile?den?

Y.C.BOZOĞLU: Önümde beklettiğim bazı projeler vardı. Bu projeler sadece TV ile de ilgili değildi. Geniş Aile ile beraber bu projelere vakit ayırmam mümkün değildi. O yüzden ?Aile?den müsaade istedim. Onlar da sağolsunlar bu duruma icazet verdiler.

-Arada bir kırgınlık oldu mu?

Y.C.BOZOĞLU: Asla olmaz. Onlar her zaman benim ailem sayılır.

-Sizin geçmişte ?aşk kadınıyım, böyle bir rol istiyorum? şeklinde bir söyleminiz olmuştu. Nasıl bir rol bu; açar mısınız?

Y.C.BOZOĞLU: Ben, oyunculuğun her seferinde başka bir insan olmak olduğuna inanıyorum. Tamamen ruhunu, fiziğini değiştirmek olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar oynayamadığım, bir aşk senaryosunda tutkulu aşk kadını rolünü oynamayı gerçekten çok istiyorum. Yeditepe İstanbul?daki Nilgün karakteri bu role biraz yakındı. Ama oradaki ilişki çok platonikti. Kız, çok içine kapanıktı.

-Türkan Şoray ve Yılmaz Güney?i örnek aldığınızı söylüyorsunuz. Neden başka sanatçılar değil de özellikle bu iki ismi kendinize örnek alıyorsunuz?

Y.C.BOZOĞLU: Yılmaz Güney, toplumsal söylemi olan ve halkla buluşan yani popüler olan filmler yapmıştır. Hep doğru bir duruşu olmuştur. Türkan Şoray?ın ise etik duruşunu ve set disiplinini, oynadığı her plandaki titizliğinin yanı sıra oyunculuğun tekniği ile ilgili yaklaşımlarını da örnek alıyorum. Hayattaki en önemli hedeflerimden biri onlar gibi bir portre çizebilmek, onlar gibi konuşulmak diyebilirim.

-?Sıfır Milyona Kitap? kampanyasında aktif bir görev aldınız?

Y.C.BOZOĞLU: Kampanyada aktif görev almadım kampanyayı bizzat ben başlattım. O anlamda kampanyanın yüzü değilim.

-Niçin böyle bir kampanya başlatma ihtiyacı duydunuz ve sonuç sizi tatmin etti mi?

Y.C.BOZOĞLU: Tatmin etmemesi mümkün değil; çünkü internette 20 bin kişi olduk. Hem de çok kısa bir sürede oldu bu. Kampanyayı, kitapların insanın hayatını değiştirdiğini bildiğim için başlattım. Bunu kendimden biliyorum. Ancak maalesef ülkemizin ekonomik koşullarında insanımızın istemesine rağmen kitap alamadığı için kitap okuyamadığını biliyorum. Bu kampanya facebook?ta insanların kitap alışverişi yaptığı bir kampanya oldu. Bu kadar büyük bir başarı beklemiyordum açıkçası. Bu kampanyada köy okullarına ciddi ciddi kütüphaneler kuruldu.

-?Dersimiz Oyunculuk? isimli bir kitap yazdınız. Bu kitapla kimlere, ne mesaj vermeyi hedeflediniz?

Y.C.BOZOĞLU: Oyunculuk, günümüzde çok popüler bir meslek oldu. Ancak bu işin ne kadar emek istediği, eğitimin hangi durumlarda ve koşullarda şart olduğu, eğitime rağmen sektörün içine girdiğinizde yaşayacağınız gerçek problemlerin neler olduğu ile ilgili Türkiye?de kaynak kitap yoktu. İzmir 9 Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Bölümü?nden mezun olup İstanbul?a geldikten sonra bu sektörün içinde hiçbir tanıdık ve torpil olmadan figürasyondan başlayıp tırnağımla kazıya kazıya 15 senede nasıl varolduğumu anlattım kitapta.

Sektöre girdiğim zaman bana işin inceliklerini anlatan birisi yoktu. Olsaydı canım daha az yanardı. Oyunculukla ilgili uzun süre çok canım acıdı diyebilirim.

-Fazla dizi seyretmediğinizi öğrendim. Bunun sebebi, oyunculuk açısından etkilenmemek mi yoksa kayda değer oyunculuklar mı bulamıyorsunuz?

Y.C.BOZOĞLU: Etkilenmekle hiç alakası yok. Benim uymam gereken çok ciddi bir programım var. Düzenli olarak spor yapıyorum. Öğrencilerim var. Kitapla ilgili tanıtım ve imza günlerim oluyor. Üniversitelerde söyleşilere gidiyorum. Bunların dışında bir vaktim olduğunda TV dizisi seyretmektense daha çok sinema filmi izlemeyi önemsiyorum. Orada bir şeyleri kaçırmak sinemada evrensel anlamda geri düşmeye sebep olabilir. Bu yüzden boş zamanlarımda ev ödevi yapar gibi sinema veya tiyatro seyrediyorum.

-Düşünün ki sevdiğiniz bir projede size bir rol geliyor. Rolü kabul ediyorsunuz. Fakat diziye yeni başlamışken reyting yüzünden dizinin yayından kaldırıldığı haberini alıyorsunuz. Böyle bir durumda kendinizi nasıl hissedersiniz?

Y.C.BOZOĞLU: Bir dizi özellikle reyting yüzünden kaldırılıyorsa bu sadece oyuncuları değil, o sette çalışan çaycısına kadar herkesi etkiliyor. Hem ekonomik hem de manevi olarak etkileyen bir durum. Elbette üzülüyorsunuz. Ancak şöyle bir gerçekçilik de var. Eğer siz oyunculuğunuzla, insani duruşunuzla vazgeçilmez bir noktada iseniz çok da boş kalmıyorsunuz.

-Türkiye?de özellikle beraber oynamak istediğiniz oyuncular var mı?

Y.C.BOZOĞLU: Tabii ki var. Gülse Birsel, Yılmaz Erdoğan, Haluk Bilginer, Uğur Yücel, Şener Şen, Şevket Altuğ?Çok isim var aslında.

-TV?de neleri izlemek sizi mutsuz eder? Neleri görmeye tahammülünüz yoktur?

Y.C.BOZOĞLU: Çocukları şiddete yönelten programlara ki bunlar çizgi film bile olsa bu tarz programlardan pek hoşlandığımı söyleyemeyeceğim. Kadına veya genel anlamıyla insana yönelik şiddetin doğallaştırılmasını hiç hoş karşılamıyorum. Elbette herkes istediği her hikayeyi çekebilmeli. Ancak TV toplumsal iletişim aracı olduğu için hem ailelerin hem de yayıncıların üstünde önemli bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum.

-Sinema/TV ayırımında sinemanın sanat olduğundan dolayı prestij üstünlüğü var. Siz, sinema/TV ayırımı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Y.C.BOZOĞLU: TV, bir anlamda oyuncuların hayatını döndüren bir çark. Ama oyunculuğun gerçekten sanat olduğu yer sinema. TV, biraz suya yazı yazmak gibi. TV?nin çalışma şartları, işi yetiştirme kaygısı, zaman zaman kaliteden düşüşlere sebebiyet verebiliyor. Oysa sinemada insanlar başka bir algıyla sanat icra ediyor. Sinema, sonsuza kaldığı için de tabii ki daha kıymetli bir yerde duruyor.

-Oyuncuların dizileri tercih etmelerinin ağırlıklı nedeni ekonomiktir diyebilir miyiz?

Y.C.BOZOĞLU: Diziler, ekonomik anlamda tatmin edici. Ama oyuncuların TV?yi seçmelerindeki başka neden ise ?beni sevin ve beni beğenin? duygusu. Çünkü oyuncular çok duygusal insanlar. Dolayısıyla seyircinin sevgisine mazhar olma ve popülerlik oyuncunun ruhunu tatmin eden güzel şeyler. TV tercihini sadece ekonomik bir seçim olarak görmemek lazım.

Bunun dışında, mesela Doktorlar dizisinde üç bölümde bir, organ bağışını işlediğimiz için o dönemde organ bağışında yüzde yüz oranında artış oldu. Bu örnek TV?nin toplumsal bir iletişim aracı olarak kullanıldığında insan hayatına bire bir etki ettiğini gösteren güzel bir örnek. Bu açıdan baktığınızda TV tercihi sadece ekonomik veya popülerlik açısından değil; yaptığınız işe, anlattığınız hikayeye inanıyorsanız ve o hikaye insanların hayatlarının daha güzel bir yere gitmesine neden oluyorsa oyuncu için en azından benim için çok ciddi bir ruhsal tatmin de sağlıyor.

-Yani, ?ekonomik açıdan ihtiyacım olmasa da TV dizilerinde olurdum? diyorsunuz öyle mi?

Y.C.BOZOĞLU: Elbette dizilerde oynardım. Önemli olan senaryonun anlattığı hikayedir. Dolayısıyla insanların hayatlarına biraz daha kahkaha, gerçeklik veya ahlaki anlamda arınma katabilecekseniz tabii ki orada olmak isterim.

-İleride TV?den ne gibi proje beklentileriniz var?

Y.C.BOZOĞLU: Hem TV?de hem de sinemada tutkulu bir aşk kadınını oynamak istiyorum. Şimdiye kadar hep imtina ettiğim bir roldü bu. ?Güzel kadın olunca iyi oyuncu olamazsınız? diye bir ön yargı var. Hem güzel hem de iyi oyuncu örnekleri maalesef az. Ben, tam da o örneğim. Hem güzel kadın olmanın hem de iyi oyuncu olmanın gerektirdiği bir rol oynamayı çok istiyorum.

-Sizi her yönünüzle tanıyor muyuz? Yani, fazla bilinmeyen yönleriniz var mı demek istiyorum.

Y.C.BOZOĞLU: Henüz gerçekleştiremediğim bir hayalim var. O da uçmayı öğrenmek istiyorum. Bu amaçla Eskişehir?deki pilot okuluyla temaslarım sürüyor. Eğer bir film projesi olmazsa mayıs ayında derslere başlamak istiyorum.

Bunun dışında ciddi bir Sardunya bitkisi merakım var. Onları çoğaltıp arkadaşlarıma hediye etmeyi çok seviyorum. Ayrıca iç dekorasyona da merakım var. Bu arada eski bir alışveriş bağımlısı ve şimdinin ise bu konuda tedavi görmüş bir kişisi olarak modaya çok düşkün olduğumu söyleyebilirim. Almasam bile en son ne çıktı, ne moda, bir sonraki sezon ne olacak takip ederim.

televizyon gazetesi

Mehmet Aslantuğ komediyle geliyor

Ünlü oyuncular ekranların en yeni dizisinde buluştu.
‘Geniş Aile’ dizisinde ‘Eli coplu Sevim’ karakterini başarıyla oynayan Yeşim Ceren Bozoğlu, ekranda en beğendiğim, takdir ettiğim oyunculardan biri…

Genç yaşında oyunculuğun kitabını yazacak kadar deneyim sahibi olmayı başaran Yeşim geçen hafta durup dururken diziden ayrıldı.

‘Ne oluyor’ demeye kalmadan Yeşim’den yeni haber geldi…

Meğer, Mehmet Aslantuğ’un yakında başlayacak sitcom’unda oynayacakmış…

Yeşim Ceren Bozoğlu hem de bu kez Aslantuğ ve Özge Özberk ile başrolde olacak.

Ve yine izleyiciye kahkaha attıracak.

XXXXXX

Bozoğlu’nun, Mehmet Aslantuğ ile aynı yapımda başrol oynamasının anlamı çok farklı…

Çünkü, adam gibi adam olan, yeni yetişen yetenekli oyunculara bazı ünlü oyuncular gibi köstek değil, destek olan Mehmet Aslantuğ’un Yeşim’in üzerinde önemli bir emeği var.

O öyküyü, Yeşim’in bir solukta okuduğum kitabından öğrenmiştim.

Yeşim ‘Dersimiz Oyunculuk’ isimli kitabında, on beş yıllık oyunculuk birikiminin püf noktalarını, sette, tiyatroda ve kulislerde yaşananların perde arkasını anlatıyor.

XXXXXXX

Mehmet Aslantuğ, 13 yıl önce ‘Sıcak Saatler’ dizisinin setine figüran olarak gelen Yeşim’in oyunculuğunu çok beğenerek rolünü büyütmüş, ona önemli bir şans vermişti.

Yeşim Ceren Bozoğlu’nun Mehmet Aslantuğ ile kamera karşısına geçeceği sitcom’un adı ‘Canım Babam…’

Dekorları Tem Stüdyoları’nda kurulan sitcom’da Yeşim, Mehmet Aslantuğ’un asistanı olarak yer alacak.

Aslantuğ ise dizide eşi ölmüş ve 3 çocuğuyla dul kalmış bir adamın maceralarını canlandıracak.

Med Yapım’ın, İtalya menşeli ‘Mr. Mom’dan yola çıkılarak çekeceği dizi TNT kanalında yayınlanacak.

‘Sıcak Saatler’, ‘Bir İstanbul Masalı’ ve son olarak ‘Hanımın Çiftliği’ isimli dizilerde çok başarılı bir oyunculuk sergileyen Mehmet Aslantuğ, ‘Canım Babam’da ilk kez bir komedi karakterini canlandıracak.

XXXXXXX

Mehmet Aslantuğ’un bunca yıl sonra bir komik role soyunmasını bazıları risk olarak görebilir…

Ancak ben, onun gibi komple bir oyuncunun bu işin de üstesinden başarıyla gelebileceğini biliyorum…

Yeşim Ceren Bozoğlu, Özge Özberk ve Mehmet Aslantuğ’un yeni işlerini merakla bekliyorum.

BİLAL ÖZCAN- BUGÜN

Yeşim Ceren Bozoğlu, Canım Babam ile ekrana dönüyor


Geniş Aile’den ayrıldıktan sonra, yeni projelerle sevenlerinin karşısında olacağının müjdesini veren Yeşim Ceren Bozoğlu’nun rol alacağı yeni dizi yapım firması tarafından açıklandı; “Canım Babam”. Bozoğlu, bu sitcom’da Mehmet Aslantuğ ve Özge Özberk ile kamera karşısına geçecek.
İlk kez Geniş Aile'de komedi oynayan ve ödüller kazanan başarılı oyuncu yine izleyicileri güldürecek. Ancak bu dizinin Yeşim Ceren Bozoğlu için anlamı çok büyük. Bozoğlu, 13 yıl önce figüran olarak gittiği Sıcak Saatler dizisinin setinde kendisini gören ve oyunculuğunu çok beğenerek rolünü büyüten Mehmet Aslantuğ ile birlikte başrolde oynayacak olmanın heyecanını yaşıyor. Güzel oyuncu; “Mehmet Aslantuğ beni Uğur Yücel'den sonra ikinci keşfeden insandır. Yıllar önce figüran olarak gittiğim sette küçük bir diyaloğum dikkatini çekti. Onun öngörüsü nedeniyle ana castta önemli bir rol üstlendim. 2 yıl önce hayatını kaybeden usta oyuncu Nihat Nikerel’in canlandırdığı Cehennem Cevdet’in iş ve hayat arkadaşı rolünü verdiler.
Şimdi Mehmet Aslantuğ gibi hayatımda önemli bir rol oynamış başarılı bir oyuncu ile karşılıklı oynayacak olmanın heyecanını yaşıyorum".
Yeşim Ceren Bozoğlu, Mehmet Aslantuğ ve Özge Özberk'le başrolü paylaşacağı Canım Babam'da, Kerem'in (Mehmet Aslantuğ) asistanı olarak yer alacak. Yapımcılığını Med Yapım’ın gerçekleştireceği dizide Bozoğlu canlandıracağı karakter ile izleyicilerini hayli şaşırtacak.
Yeşim Ceren Bozoğlu, Dersimiz Oyunculuk isimli kitabında o günleri bakın nasıl anlatmıştı;
Figürasyon oynamaya gittiğim bir setti yine ama dönemin en havalı işlerinden bir tanesi idi. Klasik asistan terörüne yine maruz kalmış, kendimi böcek gibi hissederken sette ışık değişimi sırasında yardımcı yönetmen yanıma geldi ve senaryoyu uzattı “Bunu oynayabilir misin?” dedi, aşağı yukarı şöyle bir plandı:
Komiser: “Kızım şunları imzalat ve bana getir”,
2.polis:”Peki efendim”
Tabii ki”dedim. Sahneyi oynarken tek yaptığım “Peki efendim” yerine “Başüstüne komiserim” demek ve ciddi bir ifadeyle selam verip sert adımlarla çıkmaktı. Bunu beğendiler! Üç sene boyunca Sheakespeare çalışmış biri için çokta zor olmasa gerek! Bu yüzden ertesi hafta beni bir daha çağırdılar, sonra bir daha, bir daha... Her hafta oraya gidiyor “Evet efendim”, “hayır efendim”, “Şurayı da imzalar mısınız komiserim” gibi şeyler söylüyordum ama bunları bütün ciddiyetimle oynuyordum. Aynı zamanda yapımcılığı da yürüten dizinin başrolündeki Mehmet (Aslantuğ) ağabey oyunumu, senaristi de yüzümü beğenmiş ki bir sure sonra cümlecikler eklenmeye başlandı senaryoya. Ve yavaş yavaş rahmetli çok sevgili Nihat Nikerel ağabeyimle polis karı kocayı oynar olduk. Böylece ilk devamlı rolümü de almış oldum televizyonda.

Yeşilçam Ödülleri hakkında kim ne düşünüyor?




Ödül töreninde şıklık yarışı